Kişilerin beslenme alışkanlıkları ve besin tercihleri zaman zaman değişiklik gösterebilir. Ramazan ayı da bu değişimlerin belirgin olduğu dönemlerden biridir.
Ramazan ayını kilo almadan bitirme korkusu ile bilinçsizce yapılan beslenme planları ise sağlık problemlerine davetiye çıkarabilir. Oysaki doğru beslenerek bu dönemi kilo almadan keyifli bir hale getirmek mümkündür.
Sahurda sıkı kahvaltı yapın!
Sahur kahvaltasında hangi ürünler tüketilmeli?
ŞEKER ( DİYABET ) HASTALARI RAMAZANDA DİKKAT!
Ramazan boyunca diyabet hastalarının oruç tutması son derece hassas bir konu. Sıcaklarda oruç tutarken uzun süre aç kaldıktan sonra oturulan iftar sofralarında tüketilecek besinler önem taşıyor.
Öncelikle her diyabet hastasının oruç tutmasının uygun olmadığını ancak şekeri iyi seyreden, insülin kullanmayanların oruç tutabileceğini söyleyen uzmanlar, bu süreçte bir doktora danışılması gerektiğini vurguluyor.
Oruç tutan diyabet hastaları için öneriler sunan uzmanlar gün içerisinde dinlenmeye alışmış olan sindirim sistemi normal düzeye geçerken dikkatli olunması ve yavaş yenmesi gerektiğini söylüyorlar. Acele etmeden, besinler arasında ara vererek, bir öğünü en az 20 dakikaya yaymak diyabet hastaları için önem taşıyor. Aksi takdirde hızlı yemek yendiğinde, kan şekeri çok hızlı yükselmeye başlıyor ve bu durum, hem diyabet hastaları için hem de kilo problemi yaşayan veya kilosunu korumak isteyenler için olumsuz bir durum oluyor.
Sahur ve iftarın yanı sıra gece saat 22.00 -23.00 arasında alınacak bir ara öğün ile gün içerisindeki öğün sayısını üçe çıkarmanın önemli olduğunu belirten uzmanlar ekmek, hamur işi, pirinç pilavı, makarna, patates ve şekerli yiyecekler gibi basit karbonhidratları tüketmemek gerektiğini söylüyor. Havuç ve bezelye gibi karbonhidrat değeri yüksek sebzeler konusunda da uyaran uzmanlar az ve dikkatli ekmek tüketmenin, mümkünse hazmı kolaylaştıran tahıllı ekmekleri tercih etmenin faydalı olduğunu vurguluyor.
Ramazan’da tatlı tüketimi diyabet hastaları için tehdit oluşturuyor. Diyabet hastaları güllaç gibi iftarlardan sonra servis edilen tatlılar yerine meyve yemeyi tercih etmeli. Şeker oranı, insülin endeksi yüksek olan meyveler daha dikkatli ve az tüketilmelidir.
Uzmanlar Ramazan boyunca tatlı isteği engellenemediğinde glisemik indeksi düşük atıştırmalıkların tüketilebileceğini ekliyor ve üç seçenek öneriyor:
•1 kutu light süt (200 ml) + 1 meyve ya da 3 kayısı ya da erik + 2 tam ceviz
•½ paket light bisküvi + 1 su bardağı ayran
•2 dilim tahıllı ekmek arasına beyaz peynirli tost gibi ara öğünler ile tatlı krizlerin önüne geçmek mümkün oluyor.
Besin değeri düşük, boş enerji kaynakları olan şekerli ürünler tüketildiğinde kan şekeri ani bir şekilde yükseliyor. Yine de nefsinize yenik düşüp tatlı yerseniz arkasından mutlaka protein içeriği yüksek besinler almalısınız. Proteinli gıdalar mideden geç boşalarak kan şekerinin hızlı yükselmesini engelliyor.
İFTAR VE SAHURDA DOĞRU BİLİNEN YANLIŞLAR
Vücudumuza sağlık kazandırmanın en önemli yollarından birinin de kalori kısıtlaması yapmak olduğunu artık biliyoruz. Beslenme yetersizliği yapmayacak bir kalori kısıtlaması ömrü uzatıyor. Oruç tutmak da kalori kısıtlaması yapmanın en güzel yollarından biridir. Hem ibadet etmek hem de bedene sağlık kazandırmak istiyorsanız oruç tutarken beslenme yetersizliği yapmayacak şekilde bir kalori kısıtlaması yapabilirsiniz.
İşe iftariyelik tabağından başlayalım. Iftariyelik tabağı olarak hazırlanan çeşit çeşit peynir, hurma, zeytin, salam, sosis, sucuk, pastırma, bal, kaymak ve tereyağı tabağını aynı anda sofraya koymayalım. Çünkü bu yiyeceklerin bir çoğu çok fazla tuz içerir. Aynı zamanda bu yiyeceklerin bir çoğu çok fazla yağ içerir. Tuz su ihtiyacımızı daha çok arttırır. Yağda çok fazla kalori içerir. Bu yiyeceklerden hepsinden bir lokma tadına bile bakmak vücuda ciddi bir kalori girmesine neden olur. Doğru iftariyelik tabağı olarak; kişi başı 1 adet hurma, 1 tane zeytin, az tuzlu bir çeşit beyaz peynir, domates, salatalık ve yeşilliklerden oluşan bir tabak hazırlayalım.
Başlangıç olarak çorba iyi bir seçimdir. Ancak yapacağımız çorbalar krema, yağdan fakir olsun. Et suyu kullandığımız çorbalara ekstra yağ koymayalım. Sebze çorbaları, domates çorbası, yoğurt çorbası, ezogelin ve mercimek çorbası daha doğru şeçimlerdir. Çorbaların içinde ayrıca et, kıyma veya tavuk kullanmamaya özen gösterelim. Et yemeğini ayrıca yapabiliriz. Çorbada porsiyon kontrolü yapmak önemlidir. Kadınlar için 1 kepçe erkekler için 2 kepçe çorba yeterlidir.
Ana yemek olarak 1 çeşit et, tavuk veya balık içeren bir yemek yapılabilir. Bu et yemekleri özellikle sebze ile birlikte yapılırsa vücudun lif ihtiyacına da cevap verir. Ama et ve sebze yemeğini ayrı olarak yapalım diyorsak; et yemeklerini fırında, ızgara veya haşlama olarak şeçip yanında 1 çeşit az yağlı bir zeytinyağlı sebze yemeği de yapabiliriz. Kalori kısıtlaması olarak düşünürsek kadınlar bie avuç içi büyüklüğünde erkeklerde onun iki katı olarak da tüketimi uygun olur.
Ramazanın baştacı pideyi de artık tahtından indirme zamanı geldi. Çünkü pide beyaz undan yapıldığı için hem kan şekerini hızlı yükseltiyor hem de porsiyon kontrolü yapmak zor oluyor. O nedenle esmer undan yapılmış ekmeklerden vazgeçmeyelim. Eğer ekmek yiyorsak da ayrıca pilav, makarna veya börek tüketmemeye özen gösterelim. Illa da pide diyorsanız haftada 1 kez sınırlayın. Porsiyon büyüklüğü olarak da bir avuç içi kadınlar için veya erkekler içinde onun iki katı olabilir.
Her sofranızda börek, pilav veya makarna olmasın. Bu tür yiyeceklerin karbonhidrat değeri çok yüksek olduğu için, çorba ve pideyle birleştiğinde vücuda ciddi kalori girmesine neden olur. Yapaacaksanız da sadece bir çeşidini yapın ama bu tür yiyecekleri tükettiğinizde ayrıca ekmek, pide veya tatlı yememeye özen gösterin.
Yoğurt, cacık veya ayrandan vazgeçmeyin. Bu yiyecekler hem protein açısından hem kalsiyum açısından zengindir. Metabolizmayı çalıştırır harereti dindirir. Gaz yapmasın istiyorsak yemeklerde kimyon kullanabiliriz.
Iftar sofarlarınızda çeşit çeşit tatlı bulundurmayın. Bu bir ayı kalori kısıtlaması olarak düşüneceğimiz için yemekten bir-iki saat sonra meyve yediğinizde hem tatlı ihtiyacınızı karşılarsınız hem de vücudunuza bol miktarda lif girer.
Yemekte mutlaka az yağlı bir mevsim salatanız olsun.
Yemekten hemen sonra çay içmek, susuzluğunuzu derinleştirir. Özellikle kansızlığı olanlarda demir emilimini önler. O nedenle ıhlamur, adaçayı, rezene gibi hafif bitki çayları içmek, hem mideyi hem bedeni rahatlatır.
Sahurda çay ve kahve içmekten vaz geçin. Çünkü bu içecekler vücuttan su atar ve daha çok susamanıza neden olur. Sahurda4 bardak kadar su içmeye özen gösterin.