Peygamberimizin Veda Hutbesi… İndirin, okuyun

Veda Hutbesi

Peygamberimizin Allahü teâlâ tarafından insanlara, doğru yolu göstermek için görevlendirilmelerinden sonra mübârek ağızlarından çıkan her söz, mânâ ve hakîkatler yönünden beşeriyete birer rehberdir. Bunlardan “Vedâ Hutbesi” olarak bilinen son haclarında buyurdukları hususların ise ayrı bir ehemmiyeti vardır.

“Vedâ Hutbesi” değişmez prensip, kânun ve nizamlar olarak on dört asırdır, bütün insanlığa ulaşabildiği seviyenin çok üstünde bir insan hakları anlayışı getirmiştir. Peygamberimiz Vedâ Hutbesinde buyurdular ki:

“Hamd, Allahü teâlâya mahsûstur. O’na hamd eder, O’ndan yarlıganmak diler ve O’na tövbe ederiz. Nefislerimizin şerlerinden ve amellerimizin günahlarından Allahü teâlâya sığınırız. Allahü teâlânın doğru yola ilettiğini saptıracak, saptırdığını da doğru yola iletecek yoktur.

peygamberimiz-Muhammed-SAV-veda-hutbesi
Veda Hutbesi

“Ey insanlar! ” Sözümü iyi dinleyiniz! Biliyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada bir daha buluşamayacağım.

“İnsanlar! bu günleriniz nasıl mukaddes bir gün ise, bu aylarınız nasıl mukaddes ay ise, bu şehriniz (Mekke) nasıl bir mübarek şehir ise, canlarınız, mallarınız, namuslarınız da öyle mukaddestir, her türlü tecavüzden korunmuştur.

“Ashabım! Muhakkak Rabbinize kavuşacaksınız. O da sizi yaptıklarınızdan dolayı sorguya çekecektir. Sakın benden sonra eski sapıklıklara dönmeyiniz ve birbirinizin boynunu vurmayınız! Bu vasiyetimi burada bulunanlar bulunmayanlara ulaştırsın. Olabilir ki burada bulunan kimse, bunları daha iyi anlayan birisine ulaştırmış olur.

“Ashabım! “Kimin yanında bir emanet varsa, onu hemen sahibine versin. Biliniz ki faizin her çeşidi kaldırılmıştır. Allah böyle hükmetmiştir. İlk kaldırdığım faiz de Abdulmuttalibin oğlu (amcam) abbasın faizidir. Lakin ana paranız size aittir. Ne zulmediniz ne de zulme uğrayınız.

“Ashabım! “Dikkat ediniz, cahiliyeden kalma bütün adetler kaldırılmıştır, ayağımın altındadır. Cahiliye devrinde güdülen kan davaları da tamamen kaldırılmıştır. Kaldırdığım ilk kan davası Abdulmuttalibin torunu İlyas bin Rabia’nın kan davasıdır.

“Ey insanlar! “Muhakkak ki şeytan şu toprağınızda kendisine tapınmaktan tamamen ümidini kesmiştir. Fakat siz bunun dışında ufak tefek işlerinizde ona uyarsınız bu da onu memnun edecektir. Dinimizi korumak için bunlardan da sakınınız.

“Ey insanlar! “Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah’tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları Allah’ın emaneti olarak aldınız ve onların namusunu kendinize Allah’ın emri ile helal kıldınız. Sizin kadınlar üzerinde hakkınız, kadınların da sizin üzerinizde hakkı vardır. Sizin kadınlar üzerindeki hakkınız yatağınızı hiç kimseye çiğnetmemeleri, hoşlanmadığınız kimseleri izniniz olmadıkça evinize almamalarıdır. Eğer gelmesine müsaade etmediğiniz bir kimseyi evinize alırsa Allah size onları yatakların yalnız bırakmanıza ve daha olmazsa hafifçe dövüp sakındırmanıza izin vermiştir. Kadınların da sizin üzerinizdeki hakları, meşru örf ve adete göre yiyecek ve giyeceklerini temin etmenizdir.

“Ey müminler! “Size iki emanet bırakıyorum, onlara sarılıp uydukça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. O emanetler Allah’ın kitabı Kur an-ı Kerim ve Peygamberinin sünnetidir.

“Müminler! “Sözümü iyi dinleyiniz ve iyi belleyiniz. Müslüman, Müslümanın kardeşidir ve böylece bütün Müslümanlar kardeştirler. Bir Müslüman kardeşinin kanı da, malı da helal olmaz. Fakat malını gönül hoşluğu ile vermişse o başkadır.

“Ey insanlar! “Cenab-ı Hak her hak sahibine hakkını vermiştir. Her insanın mirastan hissesi ayrılmıştır. Mirasçıya vasiyet etmeye lüzum yoktur. Çocuk kimin döşeğinde doğmuş ise ona aittir. Zina eden kimse için mahrumiyet vardır. Babasından başkasına ait soy iddia eden soysuz yahut efendisinden başkasına intisaba kalkan köle Allah’ın meleklerinin ve bütün insanların lanetine uğrasın. Cenab-ı Hakk bu gibi insanların ne tevbelerini ne de adalet ve şehadetlerini kabul eder.

“Ey insanlar! “Rabbiniz birdir. Babanız da birdir. Hepiniz Adem’in çocuklarısınız. Adem ise topraktandır. Arabın, Arab olmayana Arab olmayanın da Arab üzerine üstünlüğü olmadığı gibi kırmızı tenlinin siyah üzerine, siyahın da kırmızı tenli üzerinde bir üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takvada, Allah’tan korkmaktadır. Allah yanında en kıymetli olanınız O’ndan en çok korkanınızdır. “Azası kesik siyahi bir köle başınıza amir olarak tayin edilse sizi Allah’ın kitabı ile idare ederse onu dinleyiniz ve itaat ediniz. “Suçlu kendi suçundan başkası ile suçlanamaz. Baba oğlunun suçu üzerine oğlu da babasının suçu üzerine suçlanamaz. “Dikkat ediniz! Şu dört şeyi kesinlikle yapmayacaksınız: Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmayacaksınız. Allah’ın haram ve dokunulmaz kıldığı canı haksız yere öldürmeyeceksiniz. Hırsızlık yapmayacaksınız. İnsanlar “La İlahe İllallah” deyinceye kadar onlarla cihad etmek üzere emr olundum. Onlar bunu söyledikleri zaman kanlarını ve mallarını korumuş olurlar. Hesapları ise Allah’a aittir.

“İnsanlar! “Yarın beni sizden soracaklar ne diyeceksiniz?

Sahabe-i Kiram hep birden şöyle dedi: “Allah’ın elçiliğini ifa ettiniz, vazifenizi hakkıyla yerine getirdiniz, bize vasiyet ve nasihatte bulundunuz, diye şehadet ederiz.”

Bunun üzerine Resul’i Ekrem Efendimiz şehadet parmağını kaldırdı, sonra da cemaatin üzerine çevirip indirdi ve şöyle buyurdu;

“Şahid ol Yarab! Şahid ol Yarab! Şahid ol Yarab!”

***************************

VEDA HUTBESİ’nin imaj halini indirmek için alttaki resme tıklayın ve açılan sayfada resmin üzerindeyken mause’un “sağ”ına tıklayın. Açılan menüden “farklı kaydet” i seçin ve bilgisayarınıza kaydedin.

veda-hutbesi-The- Farewell-Sermon

Yorum yapın

Time limit is exhausted. Please reload CAPTCHA.