Nazarın hakikati var mıdır? Nazardan nasıl korunulur?
Nazarın mahiyeti ve nasıl olduğu kesin olarak bilinmemekle beraber, bazı kimselerin bakışlarıyla olumsuz etkiler meydana getirebildikleri dinen de kabul edilmektedir. Bir hadis-i şerifte: “Nazardan Allah’a sığının, çünkü nazar (göz değmesi) haktır.” (İbn Mâce, 2/1159) buyrulmaktadır.
Rasûlüllah’ın (s.a.s.) nazar değmesine karşı “Âyete’l-Kürsî ile İhlas ve Muavvizeteyn (Felâk, Nâs) Sûrelerini okuduğu; ashabına da bunları okumalarını” tavsiye ettiği; bunlardan kurtulmak için ayrıca doğrudan Allah teâlaya yakardığı rivayet edilmektedir (Buhârî, Tıb 37; Tirmizî, Tıb 16; İbn Mâce, Tıb 32, 36; bkz. Tecrîd-i Sarîh Tercemesi, 12/90).
Nazara maruz kalan bir kişi, çare olarak Hz. Peygamber (s.a.s.)’in önerdiği korunma yöntemleri ile yetinmeli, cahil cinci ve üfürükçülerin tuzağına düşmemelidir. Kendisine nazar değildiğini sanan ruhsal problemli insanların doktor veya psikiyatri uzmanına müracaat etmeleri uygun olur.
Bunların yanında sihire, büyüye ve nazara karşı birden çok dua okunabilir. Hz. Peygamber (s.a.s.), ayrıca torunları Hasan ve Hüseyin’i nazar ve benzeri olumsuzluklardan korumak için onlara şu duayı okurdu: “Sizi her türlü şeytan ve zehirli hayvanlardan ve bütün kem gözlerden Allah’ın eksiksiz kelimelerine ısmarlarım.” (İbn Mace, Tıb, 36).
Yine Peygamberimiz (s.a.s.): “Kim hoşuna giden bir şey görür de; ‘MaşaAllahu la kuvvete illa billahi’ (Allah’ın dilediği olur. Ondan başka kuvvet ve kudret sahibi yoktur) derse, ona hiçbir şey zarar vermez.” (Beyhaki, Şuabu’l-İman, IV, 90) buyurmuştur.
Göz değmesine karşı nazar boncuğu takmak caiz midir?
Tüm tedavi ve korunma yöntem ve sebeplerine başvurduktan sonra sonucu yüce Allah’tan beklemek İslam inancının gereğidir. İslam inancında, nihai etkiyi Allah’tan başkasına atfeden tutum, davranış ve inanışlar yasaklanmıştır. Bu sebeple nazar boncuğu ve benzeri şeylerin, bunlardan medet ummak amacıyla boyuna veya herhangi bir yere takılması caiz değildir. Bu tür davranışlarda bulunanlar hakkında Rasulüllah (s.a.s.) “Kim nazarlık takarsa Allah onun işini tamama erdirmesin” (Ahmet b. Hanbel, Müsned, IV, 154) buyurmuştur.
Diğer bir hadiste ise nazarlık takan ve nazarlığa koruyucu etki atfeden kimsenin Allah’a ortak koşmuş olacağını ifade edilmiştir (Ahmed b. Hanbel, Müsned, IV, 156).
Nazardan korunmak için böyle hurafeleri terk edip Hz. Peygamber (s.a.s.)’in öğrettiği duaları yapmak gerekir (Buhari, Tıb 37; Tirmizi, Tıb 16; İbn Mace, Tıb 32; bkz. Tecrid-i Sarih Tercemesi, 12/90). Bu çerçevede FELAK ve NAS sureleri yanında Hz. Peygamber (s.a.s.)’in torunlarına yaptığı şu dua da okunabilir: “Her türlü şeytan ve zehirli hayvanlardan ve bütün kem gözlerden Allah’ın eksiksiz kelimelerine sığınırım” (İbn Mace, Tıb 36).
Kaynak: Diyanet İşleri Başkanlığı